12 Haziran 2017 Pazartesi

Kubbe

Derin bir fısıltı,
Sesini kaybettiğini düşün.
Yırtınıyorsun yarım dünya bir kubbenin içinde.
Kubbe sana cevap vermiyor,
Kendine göre sebepleri var küsmüş sana seneler önce.

Ter akıyor kubbeden,
Yirmi sekiz kapısı var hepsi kilitli.
Bir bir geziyorsun her kapıyı,
Hiçbiri açılmıyor.
Hiçbirinin tokmağı yok.

Yumruklarınla vuruyorsun kapıya,
Tıklatıyorsun içerden dışarıyı.
Sesini duyacaklar sanıyorsun,
Kapı titremiyor bile.
Kubbe sadece sana gülmekle yetiniyor.

Dört parmağın kalmış,
Isırarak koparmışsın yüzüğü çıkaramadığın parmağını.
Tepiniyorsun kendi kafanın üstünde.
Zihninde daha nice kubbeler beliriyor,
Sen böyle düşünmeye devam ettikçe.

Daha hala bu gidişten birkaç dönüşün var,
Geçmemiş bu sefer zaman, o kadar hızlı.
Hesaplarken kullan kalan parmaklarını.
Kalan yıllarını sor göçmen kanatlılara.
<<"Yolculuk nereye?">>
Nar mevsimi gelmiş, artık sevişmek zamanı.

Sussana biraz,
Ama sadece bir süreliğine.
Belki hala dinleyebiliriz kalan yıllarını.
Kubbeden seslendim ama duymadın zamanı.

                                                         -Sunrise On The Ocean, Vladimir Kush
                                     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder