28 Ekim 2015 Çarşamba

ELIF {A-Leaf}

Sonbahar geldi ve yapraklar kahverengi.. Koptu dallarından yaprakların, o hayat dolu ağacının. Süzüldüler gökyüzünde ve geçtiler güneşin önüne, gösterdiler kim daha yüce. Bir özelliği vardı bu yaprakların. Dökülmelerine, ağaçtan kopmalarına rağmen yere düşmüyorlardı. Süzüldüler güneşin doğmasından denizin o çarşaf teninin Ay'ı görmesine kadar ve sürdü bu asırlarca. Yapraklar artık bir gövdeye, bir bedene bağlı değil özgür ruhları, özgür ruhun artık. Uyandın bu rüyadan artık..

Babamın bir teorisi vardır.. Hepimizin bir rüyada olduğunu söyler. Diğer dünyada(asıl olan dünyada) bazı şeyleri başaramadığımız ve 'defolu'lar olarak bu dünyaya yollandığımızı söyler. Düşününce defoluyuzdur aslında. Bazı şeyleri öğrenmek ve aşmak için yaşıyoruz bu kısa hayatı. Evet, kısa hayatı.. Bizim için gayet de kısa ve küçük bir dünya olduğunu söyler hep ve bazılarının da bu dünyada öğrenmesi gerekenleri erken öğrendiğini o yüzden erkenden uyandıklarını söyler. Ne güzel, ne ütopik bir düşünce dimi? Ben de babamın bu fikrinin, bu teorisinin her zaman arkasındayım. Şu ana kadar duyduğum en yaratıcı ve ütopik teorilerden biri bu.. İnanması çok kolay ve hayatı da daha kolay kılıyor.

Evet, bu bölüme er ya da geç gelecektik canım arkadaşım, dert kardeşim, kahkaha ortağım ve saçmalama uzmanım. Kahkaha ve bağırma uzmanlığını zaten hala elinde tutuyorsun hiç kimse de geçemeyecek hiç merak etme.. Son birkaç yıl biraz acılarınla olsun zorluklarına olsun geçirmeye çalıştın. Ama ben eminim ki sen hemencecik melek olmak istedin. Sabırsızdın zaten belliydi böyle bir delilik yapacağın. Hatırlıyor musun, Tikin vardı seni dürttüğümde bir çığlık atardın bütün okul bütün dünya sarsılırdı hatta herkes dönüp bize bakardı.. Zaten konuştuğumuz o acaip, iğrenç ve başka kimseyle konuşamayacağım şeyler aramızda kalıyor merak etme.. Beraber hayallerimiz vardı.. "18 olalım Amerika'ya gitcez..", "Hadi artık 18 olalım da gidelim.." Bak oraya gidince şunu yapcaz bunu yapcaz falan filan işte ya.. Senin ardından ne saçmalıklar döndü bir bilsen.. Yarılarak gülerdin.. Yok işte neymiş efenim, bize bunu (sen) niye yapmışsın.. Arkadaş o nasıl cümle hiç anlayamadım.. Bir insan diğer insana böylesine bir kızgınlık yaşar mı.. Yani böyle bir durumda, hiç anlam veremedim ya da bu insanların çoğunun kıtlığından herhalde diyip sinirlendim ama merak etme kimseye püskürmedim belki de ilk defa şu an püskürüyorumdur, o da azıcık.. Sonra sosyal medyayı görecektin.. Seninle alakası olan olmayan sevdiklerin, küstüklerin, o kadar da hoşlaşmadıkların.. Hepsi seni paylaştı.. Beraber oturur gülerdik görseydin.. Dur bir dakika, zaten görüp çoktan gülmüşsündür ki sen.. Baya sinirlerim oynamıştı ilk zamanlar ama şunu da belirtiğim senin de bildiğin gibi ben de bir paylaşımda bulundum bu da ikincim.. Sana bir beste yaptım.. Daha doğrusu başladım ama bu yazıyı yazmaya nasıl bir türlü kendimi hazır hissetmediysem, ona da hiç hazır hissedemedim.. Onun da bir gün zamanı gelecek diye düşünüyorum.. Kafama koydum mu yaparım bilirsin.. Neyse, sınıfta ne azardık ama dimi,. Habire bu kelimeyi kullanırdın, ben de "aa azmak mı o ne biçim kelime len" derdim, gülerdik..
Şimdi açıkça konuşacağım çünkü sinir olursun dönüp dolaştırırsam lafı.. İlk duyduğumda perişan olmuştum kendime kabul ettirememiştim ve inanmamıştım.. Birkaç gün kendimi kapadım eve.. Tamam özür dilerim, aptallıktı.. Sonra ama hatırladıkça hep güldüm be güzelim.. Telafi ettirmişimdir kendimi herhalde.. Umarım kızmıyorsundur bana yukardan.. Ya zaten sen hiç kızarmısın böyle bir şeye işte biliyorsun beni düşünmeden hareket etme, konuşma huyumu, bunu yazıya da son hız, muazzam bir şekilde döküyorum.. Belki de şu an bunu yazarken beni izliyorsun bana uzanıyorsun ama unutma bir tek sen görebiliyorsun.. O yüzden bir şey söylersen de takmamazlık edersem kızma..

Tamam yersiz şakalarım ve cıvımalarım hala var gördüğün gibi.. Annenle de sık sık konuşuyoruz.. Hep iyi mi, sağlığı yerinde, bir derdi var mı, ablan nasıl diye soruyorum.. Babanı soruyorum.. Şu an gayet iyi hiç aklın kalmasın.. Gerçi sen zaten görüyorsundur niye söylüyorsam.. 14 bana biraz erken gelse de senin için gayet yeterliydi herhalde. Uykudan uyandın madem biraz keşfet oraları.. Ben gelince beni bilgilendirirsin.. Bizim dünyamızda benim için daha uzun bir süre var ama işte orada burada yazanlara göre zaman olayları falan var ya hani. Tabi şimdi anlaşılmadı kurduğum cümle.. Aynı değillermiş ya.. İşte burada bir ömür orada 1 saat mi 1 gün müydü.. Öyle teoriler var.. Eğer yanılıyorsam(ki sanmıyorum), öyle şeyler yoksa da depresyondaymışım gibi anlaşılacak alakası yok.. Sana yapacağım en büyük kötülüklerden bir olurdu herhalde..

Seni çok seviyorum can dostum, biricik dert ortağım.. Ne yazsam ne desem sığdıramıyorum satırlara çünkü yetmiyor kelimeler, durduramıyor yazmamı.. Melek, arada göz kırp da anlayalım bizi izlediğini.. Gerçi kırpmasan da biliyorum izlediğini o yüzden zor geliyorsa boşver ben buralarda bir yerde olduğunu biliyorum. 'City of Angels' ve Babam şuurumu açtılar biraz, daha iyiyim, çok daha iyi..

Artık bir melek olduğuna ve her şeyin iyi gittiğine inandığım için klasik laflardan etmeyeceğim.. Huzurlu, mekanlı, cennetli falan filan işte.. Sen kendine iyi baktığına emin ol bize yeter de artar.. Eğer teoriler doğruysa 1 saat sonra en geç yarın görüşürüz..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder