Ben etmem kendimden nefret falan..
Şimdi, tek isteğim ve düşüncem, bir kere olsun 'empati' denilen şeyi deneyin. Ya ne olursa olsun karşınızdaki nefret bir şey yapmamışsa kendinizi onun yerine koyun. Ama gerçekten düşünün sinirin ve öfkenin size verdiği hararetle düşünüp de yaptığı şeyi nefret haline getirmeyin. Hayır ama lafın gelişi değil, gerçekten.
Ne yapabilirim ki.. Ne gelebilir ki elimden.. Birkaç konuşmadan, birkaç özürden sonra.. NE gelebilir ki elimden? Kendini bir benim yerime koy bu kadar hatanın içinde yukarıya yüzüp boğulmamak için boğuşurken, sen söyle, ne yapabilirim ki ben? Sen olsan bu durumda ne yapardı acaba? Ne gelirdi elinden, yaşasaydın benim gözümden? Bir hatamı çözememişken başka yenileri gelirken nasıl çırpınabilirim ki ben... Bırak, izin ver.. Bari sen yardım et biraz. Yücelik sadece bağırmak çağırmak ya da karşı çıkıp kızmak değildir.. Yüceliğini göster bu sefer sen çöz durumu, herkes gibi bana bırakma.. Eğer bunu becerirsen, asıl yüce olan sensin o andan itibaren ve ben olacağım güçsüzleşen..
Yapma, biraz koy kendini benim yerime ve gözlerimden bakmaya çalış düşüncelerime..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder